Afrika Sanatı İzmir’de



Duayen Gazeteci Hıfzı Topuz’un dünya müzelerinde eşine az rastlanan Afrika maskları ve heykellerinden oluşan 400 parçalık koleksiyonu Folkart Gallery’de sergilenecek.

Afrika insanının dini ayin, düğün, cenaze, eğlence gibi kendilerine özgü ritüellerinde üzüntülerini, sevinçlerini, tanımlayamadığı varlıkları anlatmak için kullandığı masklar ve heykeller iki ay boyunca İzmirli sanatseverler ile olacak.

Uzun yıllar UNESCO Genel Merkezi’nde Türkiye’yi temsil eden tanınmış gazetecilerden Hıfzı Topuz’a ait dünyanın en büyük maske ve heykel koleksiyonları arasında gösterilen “Kara Afrika Sanatı” adı koleksiyonu 18 Aralık 2015- 17 Şubat 2016 tarihleri arasında Folkart Gallery’de gezilebilecek.
Topuz’un 1961 yılından günümüze kadar Afrika ülkeleri ve Fransa’daki açık arttırmalardan topladığı, dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerinde eşine az rastlanır masklardan oluşan 400 parçalık “Kara Afrika Sanatı” adlı koleksiyonu Folkart Gallery’de sergi süresinin ardından bir belediye tarafından oluşturulan müzeye konulacak. Koleksiyonda Senegal, Fildişi Sahili, Mali, Kongo, Angola gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 24 ülkede bulunan 50’nin üzerindeki kabilenin eserleri bulunuyor.

Folkart Gallery’nin açılışından bu yana yaklaşık 45 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini söyleyen Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, “Folkart Gallery’e gösterilen ilginin her geçen gün artması ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi ispatlıyor. Aralık ve Şubat ayları arasında yine çok ses getirecek bir koleksiyon ile İzmirli sanatseverleri ağırlayacağız. Duayen gazetecilerimizden Hıfzı Topuz’un sergilenmek için bir müzeye bağışladığı ve “Kara sevdam” dediği koleksiyonu son kez bir sanat galerisinde sergilenecek. Bu son sergiye ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük onur duyuyoruz. Sayın Topuz’a bunun için çok teşekkür ederim” diye konuştu.

Afrika sanatıyla Paris’te yüksek lisans yaparken tanıştığını söyleyen Gazeteci Hıfzı Topuz, “1953 yılında yüksek lisans öğrencisi ve Akşam muhabiri olarak Paris’te bulunduğum dönemde Dadaizm’in ve Sürrealizm’in babalarından sayılan ünlü yazar Tristan Tzara’nın Paris’te Saint Germain Kilisesi’nin karşısındaki apartmana gitmiştim. Maksadım Nazım Hikmet’in o dönemde Editeurs Reunis yayınlarından çıkan şiir kitabının telif ücretini kendisinden almaktı.

Tzara beni apartmanında dostça karşıladı ve telif ücretini verdi. Tzara ile konuşurken gözüm duvardaki maskelere takıldı. Bunlar o güne kadar hiç eşini görmediğim maskelerdi. Gözlerimi onlardan ayıramıyordum. Benim maske ve heykellerle ilgilendiği gören Tzara bana kısaca Afrika sanatından söz etti, büyülendim. Kendi kendime ‘Eğer bir gün Afrika’ya yolum düşerse mutlaka bunlardan alıp getiririm,’ dedim. Kara sevdam böyle başladı. “ dedi.


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/

    Yorum Yap